Bu yazıyı benim hazırlıyor olmam ne kadar garip geliyor şuan bana, bir bilseniz... Çünkü benim belli başlı fantastik film ve dizilerim vardır, onun dışında da başka yapıtlara, yeni çıkanlara özellikle, pek şans vermişliğim yoktur. Daha ziyade kült fantastikçiyim ben diyebilirim. Mesela Harry Potter bir efsanedir, külttür, Game Of Thrones aynı şekilde... Açlık Oyunları mesela... Fakat bir şey oldu, bir müzik çekti beni. Sosyal medyanın yıkıldığı ''dance dance dance'' müziği evet... Gotik fanı falan da değilim bu arada, hoşlandığım bir tarz olduğunu söyleyemem ama Wednesday karakterinin bakışları ve mimikleri benim hoşuma gitti. Güzel bir oyunculuğu olduğu instagram'da dönen kısa videolarda çok bariz belliydi açıkçası. 

Wednesday konusunda açık konuşmalıyım. Her ne kadar son dönemlerde Harry Potter ile karşılaştırılıyor olsa da bence çok başarılı bir dizi olmuş. Ben diziyi HP ile karşılaştırarak ele almak istiyorum çünkü yılların Harry Potter serüvenine haksızlık olacaktır bu. Benzerlikleri arkadaşımın yolladığı bir karşılaştırma videosunda fark ettim çünkü dikkatimi çekmemişti. Bitkiler, bir okul faktörü, özel güçleri olan çocukların bir aradalığı konusunda benzerlik gösterdiği zaten aşikar. Ancak benzerlikleri fark ettirmeden kullanmak, ya da rahatsız etmeden izleyiciye sunmak çok da çalmak değil bence. Genel mesaj, genel vurgular çok ama çok farklıydı çünkü. Bir de fantastik bir eser izliyorsanız, o eseri fantastik kılacak etkenler hep bir noktada buluşmaz mı? Polisiye filmleri farklı konu, oyuncu, kurgu barındırır bünyesinde ama diğer polisiye filmlerle ortak noktası polisiye olmasıdır, cinayet ya da cinayete teşebbüs barındırmasıdır. Ancak filmler ve diziler görecelidir, sevmeyen ya da seven insanlara ''neden'' diye saldırmak da çok makul bir yol değil. Misal beni  Harry Potter, GOT gibi eserlerden sıyrılıp güncel fantastik filmlere pek bulaşmıyor olmam da eleştirilere açık hale gelmişti izleme grubumuzda, ama sonuç bu :) 

Oyunculuklar çok güzeldi ayrıca. Jenna Ortega harika bir Wednesday karakteri oynamış. Muazzam dansının kareografisinin kendisine ait olduğunu dinledim kendisinden daha sonra... Bir hayli şaşırdım. Çünkü gerçekten harikaydı. Ayrıca bu yazıda Catherine Zeta-Jones'dan sabaha kadar bahsedebilirim çünkü kadının dizide çok uzun bir rolü olmamasına rağmen yürüyüşü, fiziği, güzelliği, mimikleri... Ah gerçekten muhteşemin çok ötesindeydi! Yani nasıl kelimeler seçmem gerekiyor ona duyduğum hayranlığı anlatmak için gerçekten bilmiyorum. O salınarak, yavaş yürüyüşleri... Derin bakışları, tutkulu gülüşleri. O dizide daha çok olmalıydı, buna eminim. 

Tabii ki bu kadar bahsettim her şeyden, biraz da dizinin ne anlattığından bahsedeyim. Bunu yapmayı çok sevmiyorum, daha ziyade bende uyandırdıklarından bahsetmek hoşuma gidiyor zira konusunu her yerde bulmak mevcut ama olsun, geldim :) 
Psişik güçlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte okulunun ve 25 sene kadar önce anne babasının içine karıştığı cinayet olaylarını çözmeye çalışan Wednesday çok soğuk, insani ilişkileri sıfır, sevgi kavramından uzak gotik bir kızdır. Kendisinin ''Şey'' adında bir yardımcısı vardır, bu yardımcı ise bir el'dir. İlk etapta garip de gelse çok tatlılaşıyor zamanla :) Gerçekten. 
Fakat her şeyin o kadar toz pembe olmadığı bir dünyada her açıdan bir sınavın içine düşen Wednesday bu kitabı tamamlayacak mıdır? Bunu izliyoruz aslında...

Dizinin ikinci sezonu olacak mı kısmına da şöyle bir cevap vereyim, bence kesinlikle olacak. Nasıl bir feedback alacaklarını bilmediklerinden dolayı sonunu çok açık bırakmışlar, beğenilirse Netflix bırakır mı hiç? Nice film ve diziler ikinci üçüncü devam eklerini izledi. Eğer iyi bir şekilde bağlayabilirlerse belki olabilir ama bu şekilde 8 bölüm bile bence çok tadındaydı. Eğer kaliteli görselleri olan, merak uyandıran bir fantastik film arıyorsanız bence Wednesday tam size göre! 

Tavsiyedir! 5/5



Sevgiler,
Melopeonia



Eklenti: Görsel https://www.tvinsider.com/ sitesinden alınmıştır.